HOŞ GELDİNİZ

Siyasetçi doğru olanı değil , uygun olanı söyler.

28 Aralık 2009 Pazartesi

itiraf

Hasan CEMAL / Milliyet / 28.05.2006 pazar

Nil kıyısındaki sazlıkların üzerinden hışırtıyla esen hafif bir rüzgâr, aynı zamanda geçmişin derinliklerinden sesler getiriyor.
Ankara ayakta!
"Kahrolsun emperyalizm!"
Kalabalık dalgalanarak yürüyor.
"Kahrolsun işbirlikçi iktidar!"
Öğretim üyeleri cüppeleriyle en ön safta. Mülkiye'yle Hukuk'un önünden yola çıkıyoruz. Öğrenciler, devrimciler... Büyük ve öfkeli bir kalabalık Cebeci'den Kızılay'a doğru akıyor. Yumruklar sıkılı, sloganlar çığlık çığlığa:
"Demirel istifa!"
Ben de bağırıyorum.
Oysa gerçeği biliyorum.
Mustafa Kuseyri'yi ülkücüler ya da faşistler öldürmedi bir gün önce. Mülkiye'de, Basın Yayın Yüksek Okulu'nun bir odasında bir arkadaşının kaza kurşunuyla öldü. Ama kanı yerden silindi, dekor hazırlandı ve senaryo hemen yazıldı:
Faşistlerin siyasal cinayeti!
Kuseyri'yi ülkücüler öldürdü!
Hem Kızılay'a doğru yürüyor, hem Başbakan Demirel'in istifasını istiyoruz. Adalet Partisi lideri Demirel bizim 'sınıf düşmanı'mızdı. Yumruklar havada, avazımız çıktığı kadar bağırıyoruz:
"Ordu gençlik el ele, milli cephede!"
Askeri kışkırtmak için her yol mubahtı. Darbe peşindeydik çünkü. Sandıktan Demirel gibi Amerikan işbirlikçileri, Nurcular yani karşı devrim çıkıyordu çünkü... Demokrasi gerçek demokrasi değil, 'sandıksal demokrasi'ydi çünkü...
Sonunda istediğimiz oldu:
Darbe geldi, demokrasi rafa kalktı 12 Mart 1971'de. Ama yalnız Demirel değil biz de devrildik. Sonra idamlar, işkenceler, hapisler...
35 yıl geçmiş!
O reklamdaki cin gibi veletin sesi kulağımda:
"Kafayı kullan!"
Evet, kafayı kullan ve aynı filmi bir daha seyretme. "Bütün dünler bugünleri aydınlatan fenerlerdir" diyen Shakespeare'e kulak ver.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder