HOŞ GELDİNİZ

Siyasetçi doğru olanı değil , uygun olanı söyler.

4 Şubat 2023 Cumartesi

DEĞİŞİM

Geçen yazımızda , Rusyanın seçimlere müdahalesine örnek olarak John F Kennedy süikastını vermiştik . Lee Harvey Oswald (18 Ekim 1939 - 24 Kasım 1963) 35. ABD başkanı John F. Kennedy 'e suikast düzenleyen ,amerikalı marksist ve eski ABD donanması askeri Oswald, aktif deniz piyadesi görevinden ayrıldıktan sonra Ekim 1959’da Rusya'ya gitti. SSCB’de tanışıp evlendiği Rus eşi Marina ile birlikte Haziran 1962’de Dallas, Teksas, ABD’ye döndü. 22 Kasım 1963 günü Dallas’daki Dealey Plaza’da üstü-açık araba ile halkla buluşan John F. Kennedy’ye, Teksas Kitap Deposu’nun 6. katından keskin nişancı tüfeği ile suikast düzenledi. Suikastı tek başına işlediğini söyleyen Oswald gözaltına alındıktan iki gün sonra Dallas'ta Jack Ruby isimli kişi tarafından vurularak öldürüldü ve birçok yanıtlanmamış soruyu mezarına götürdü. CIA'in bir belgesine göre, JFK'in suikastçısı Oswald, Başkan'ı öldürmeden birkaç ay önce Meksika'nın başkenti Mexico City'de Sovyetler Birliği'nin istihbarat kurumu KGB'den bir ajanla görüştü. Daily Beast'in aktardığı belgede, "Mexico City'de dinlenen bir telefon görüşmesine göre, Lee Oswald, 23 Eylül tarihinde oradaki Sovyetler Birliği Büyükelçiliği'ni ziyaret etti ve Konsolos Valeri Vladimiroviç ile görüştü" ifadeleri yer alıyor. Şimdi , Özbekistanlı Türk olup , zorla rus askeri olarak cepheye gönderilen , yaralı olarak almanlara esir düşüp , ABD'nin Almanyayı işgalinde ,zekası ile dikkati çekip CİA 'ya alınan ,rahmetli Ruzi Nazar 'ın hatıralarından bir bölümü alalım 5 eylül 1949 gecesi , CİA tarafından yetiştirilen ukraynalılar, C47 nakliye uçağı ile , Ukraynanın Lviv bölgesine indirilir , ancak çok kısa sürede hepsi NKVD-GPU tarafından yakalanır. 1949 ekimde CİA, Maltada yetiştirdiği 9 arnavut ajanı bir gemiyle Arnavutluk sahillerine çıkarır . 3 tanesi karaya çıkar çıkmaz öldürülür, 6 tanesi yakalanıp kurşuna dizilir. O dönemde CİA merkezinde gizli operasyonlardan sorumlu olan ve teşkilatı sızma ve çift taraflı ajanlardan korumakla görevli olan James J. Angleton, bütün bu operasyonların bilgilerini ,ingiliz istihbarat teşkilatı MI-6 'in karşı casusluk bölümü ,operasyon şubesi başkanı Kim Philby ile paylaşıyordu.CİA 'nın yeni kurulduğu bu dönemde MI-6 merkezi ,Kim Philby 'yi CİA 'nın kuruluş aşamasında yardımcı olmak üzere Washington'a göndermişti. Kim Philby , daha sonra da MI-6 ile CİA arasındaki ilişkileri yüürüten kişiydi .Kim Philby Washington'da bulunduğu sürede ,Angleton'la aynı ofisi paylaşıyor ve demir perde gerisine gönderilecek ajanları ve operasyonları konuşuyorlardı Ukrayna, Arnavutluk , Doğu Avrupa ve sovyetler birliğine gönderilecek ajanlardan , CİA - MI-6 ilişkilerini yürüten Philby haberdar oluyor ve bütün bilgileri sovyetler 'e aktarıyordu. Zengin bir ingiliz aileye mensup olan Kim Philby cambridge üniversitesinde tarih ve siyasal bilgiler okumuştu. Gençliğinde ,Avusturya'da NKVD-GPU tarafından angaje edilen Philby inanmış bir komünist ve NKVD tarihi boyunca sovyetlere en değerli bilgileri veren batılı ajandı . 1940 yılında MI-6 'da işe başlayan Kim Philby ,1963 yılında Moskova'ya kaçana kadar ruslar için çalıştı. Bu operasyonların başarısızlık sebebi ancak o zaman , Philby Moskova'ya kaçtıktan sonra anlaşılacaktı. Demir perde gerisine gönderilecek ajanları önceden Ruslara haber vererek bütün bu operasyonların başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep olan kişiydi. 28 eylül 1986 da SBKT polit büro toplantısında KGB başkanı Viktor Çebrikov ,partinin yeni genel sekreteri Mihail Gorbaçov 'a sovyet savunma sanayii hakkında 20 yıldır CİA'ya bilgi sızdıran Adolf Tolkaçev adlı bir rus bilim adamının yakalanarak idam edildiği müjdesini verdi. KGB , Tolkaçev'in evinde 2 milyon ruble ( o gün için 500 bin dolar ) bulmuştu. CİA içinde üst düzeyde bir köstebek vardı ama acaba kimdi ? Kurulan araştırma komisyonu bir sonuç elde edemedi. Gerçek ancak 1994 'de ortaya çıktı.Aldrich Ames 1962 de CİA 'ya girmişti.Yıllar içinde adım,adım ilerleyerek 1985 yılında CİA 'nın sovyetler birliği ve doğu avrupa ülkelerine yönelik karşı casusluk faaliyetlerini yürüten bölümünün başkanı oldu . Kimse Amesten şüphelenmemişti. Ancak kullandığı çok pahalı jaguar marka otomobil ve satın aldığı pahalı ev gözden kaçmadı .Ames 1995 yılında ,KGB içindeki CİA ajanlarını KGB 'ye kendisinin ihbar ettiğini itiraf etti ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ames bir düzineden fazla CİA ajanının öldürülmesine neden olmuştu. Yargılanması sırasında KGB 'den 2.7 milyon dolar aldığını itiraf etti. -------------------- Bu yaşanmış örnekleri okuduktan sonra şunu düşünüyorum , en zor yerlere ajanlarını sızdıran KGB , dünyada nerelere sızmıştır ? Herhalde girmediği delik kalmamıştır. Peki Türkiye'de ? Türkiye ,Rusya için çok önemli ülke , zira hem , akdenize inen yolu üzerinde , hem de boğazların kontrolu Türkiyede . Bir zaman Yeşilköye kadar giren , doğu illerini işgal eden rusya'nın tarih boyunca defalarca savaştığı can düşmanı Türkiye . Sonra , Rusya halklarından , önemli bir bölümü de Türk. Böyle önemli bir ülkeye sızmamış olabilir mi ? İşgale ve savaşa gerek kalmadan ,Türkiyeyi kontrol edemez miydi ? Peki , rusyadaki türk cumhuriyetleri ile devletten çok ilgilenen , türkçülük ve milliyetçilik ilkeleri üzerine kurulan , esir türkler söylemleri, vaz geçilmez hedefi olan mhp'ye sızmayı da düşünmüş olabilir mi ? MİT müsteşarı rahmetli Fuat Doğu , Rusyanın iki yumuşak karnı olduğunu , bunların birinin ekonomi , diğerinin Türk azınlıklar olduğunu söylermiş . Türklerle biz ilgileniriz, ekonomisi ile batı ilgilensin dermiş Rusyanın , bu yumuşak karnını hedef alan bir mhp , rusya tarafından serbest bırakılır mıydı ? Burada ; Türkeş zamanındaki mhp 'nin esir türkler konusundaki hassasiyeti ile ,Türkeş sonrası dönemdeki, Türklere olan ilgisizliği kıyasladığımızda fark görebiliyor muyuz ? 15 temmuz sonrası , dış politikası rusya lehine dönen iktidarı ; Türkeş döneminde amerika çizgisinde bilinen mhp 'nin , kayıtsız-şartsız desteklemesi , nasıl izah edilebilir ? O gün , putin'in başdanışmanı Dugin'in Türkiye'ye gelip , bir hareketlilik olduğunu söyleyip , akşam üzeri ayrılması , hemen peşinden darbe denilen hareketin başlaması ve ertesi gün, halkın askerleri dövdüğü , linç ettiği , orduyu aşağılayan afişlerin asılması , kimine 28 şubatçı , kimine ergenekon vaya balyoz denerek tutuklanan generaller ,er rütbesine tenzil edilen komutanlar , askeri liselerin kapatılması ile ordunun itibarsızlaştırılması ve gücünü kaybetmesi kimin çıkarınadır ? Bizim kadar dipçik yememiş , Mamak nedir ? Maltepe nedir ? bilmeyen insanların bu ordu düşmanlığı nedendir ? Rusya'ya bu nimetleri sunan , orduya en acımasız darbeleri vuran üçlüden birini sorgularken , siyasal islamcı öteki hakkında da yazmak gerekirse ; Mehmet Eymür hayattadır, ve belgeler sitesindedir . Siyasal islamcıların serası yani üreme merkezi olan ilim yayma cemiyetlerinin bulgarlar tarafından finanse edildiğini, belgelerle ortaya koymuştu. Bulgarlar aktör değil, taşerondur, aktör rusyadır. M.Ali Ağca'ya da , papayı bulgarlar üzerinden vurdurmuşlardı . Aktör Rusya idi . Amaç ise Türkiyenin , batı ile arasını açmaktı . Aynı , kuran-ı kerimin yakılması gibi. Üçüncüsü Perinçek'in ne kadar türkçü ,ne kadar müslüman olduğunu yazmaya gerek var mı ? Sonuç ; Almanlar savaşı kazandıklarını sanıyordu , Berlin'de rus tanklarını görene kadar. m.sedat saygılı